Ülkemizde Her 100 Kişiden 30’u Obezite Hastası

Yapılan klinik çalışmalara nazaran Türkiye nüfusunun %30’undan fazlası obezite riski altında yaşıyor. Tedbir alınmadığı takdirde obezite; kalp hastalıklarından kansere, diyabetten yüksek tansiyona, eklem sorunlarından, uyku apnesi üzere birçok sıhhat sorununa neden olabiliyor. Bilinçsiz ve doktor kontrolü dışında fazla kilolarından kurtulmaya çalışan bireyler ise bu yol yahut ilaçlar nedeniyle daha farklı sıhhat problemleriyle karşılaşabiliyor.  Bu nedenle kilo verme sürecinde kesinlikle uzman dayanağı alınması, ölçüsüz ilaç kullanılmaması gerekiyor. Diyet ve spor ile kilo verilemiyorsa ve eşlik eden hastalıklar da varsa şahsa özel tekniklerle planlanacak obezite cerrahisi başarılı sonuçlar alınmasını sağlıyor. Memorial Şişli Obezite ve Metabolik Cerrahi Merkezi’nden Prof. Dr. Halil Coşkun, fazla kilonun sebepleri ve tedavi sistemleri hakkında bilgi verdi.

Obezite tehlikesi katlanarak artıyor 

Günümüzdeki ulaşım, beslenme, cümbüş ve üretim alanlarındaki gelişmeler ömrü kolaylaştırmanın yanında birçok sıhhat problemini da beraberinde getirmektedir. Beslenme ve ulaşım alanındaki kolay ulaşılabilirlik bireylerdeki fizikî aktiviteyi azaltarak süratli ve ayaküstü (fast-food) rafine karbonhidrat yüklü, çok yağlı beslenme alışkanlıklarına sebep olmaktadır. Teknolojik gelişmeler doğrultusundaki bu ömür üslubu değişiklikleri tüm dünyada önemli bir sıhhat sorunu olmaya başlayan obezitenin en kıymetli nedeni olarak görülmektedir. 

Kadınlar erkeklerden daha fazla obezite riski altında

Obezite, beden kitle endeksinin erkeklerde %25, bayanlarda ise %30’un üzerine çıkması ile başlayan bir sıhhat sıkıntısıdır. Uzunluk kilo endeksi 18 ile 24 ortasında olan şahıslar olağan kilolu sayılırken 25’in üzerinde olanlar fazla kilolu, 30’un üzerinde 1. derece obez, 35’in üzeri 2. derece obez, 40’ın üzeri olanlar ise morbid obez kategorisine girmektedir. Bu sebepler erkeklerin %20’sinde, bayanların ise %40’ında fazla kilo görülmesine neden olmaktadır. Dünya Sıhhat Örgütü (WHO) datalarına nazaran, dünya genelinde obezite sıklığı %13’ken, Sağlık Bakanlığı verilere göre Türkiye’de yetişkin nüfusunun yaklaşık %30’unun obez olduğunu ortaya çıkmıştır. Bayanların erkeklerden 3 kat daha fazla obezite riski yaşadıkları belirlenmiştir. 

Obezite birçok hastalığa neden olabiliyor

Obezite, hastalarda kozmetik sorunların dışında metabolik hastalığa da neden olabilmektedir. Günümüzün değerli bir sıhhat sorunu haline gelen obezite riskini süratli ve yanlış beslenme alışkanlıkları, hareketsiz hayat, genetik faktörler ve çevresel etmenler artırmaktadır. Obezite günümüzün en yaygın hastalıklarından olan kanser ve kalp hastalıkları başta olmak üzere diyabet, yüksek tansiyon, eklem sorunları, uyku apnesi üzere birçok önemli sıhhat problemlerine yol açarak hayat kalitesini olumsuz istikamette etkileyebilmektedir.

Fazla kilolarınızdan doktor kontrolünde kurtulun

Obezite, hastaların toplumsal hayatlarını olumsuz etkilemektedir. Bu durumdaki hastalar birden fazla vakit doktor kontrolü dışında özellikle toplumsal medya ya da etraflarındaki bireylerin tavsiye ettikleri ilaç yahut sistemlerle fazla kilolarından kurtulmaya çalışmaktadır. İlaçlarla kilo vermeye yönlendiren sebeplerin başında da yeni molekül ilaçların kimilerinden olumlu sonuçların alınmasıdır. Fakat doktor kontrolü dışında hastanın rastgele bir tanıdığı ya da bir toplumsal medya ünlüsünün tavsiye ise obezite tedavisinde kullanılan bu ilaçlar hastada olumsuz yan tesirlere neden olabilmektedir. Bu nedenle, bu çeşit obezite ilaçlarının kesinlikle alanında uzman bir doktor tavsiyesi ve nezareti ile kullanılması gerekir. Zira hekiminiz, sizin için en uygun tedavi seçeneğini belirlemek ve mümkün riskler konusunda sizi bilgilendirerek en yanlışsız tedaviye yönlendirerek sağlıklı ve başarılı bir sonuç almanızı sağlayabilmektedir. 

Obezlik, obezite ameliyatından daha riskli

Obezite sorunu yaşayan bireylere cerrahi usulden evvel diyet tedavisi uygulaması gerekmektedir. Yeme içme ve fizikî aktivite alışkanlıkları değiştirilmeli, kimi durumlarda ilaç tedavisi ve psikoterapi dayanağı de eklenmelidir. Uygulanan diyet tedavilere olumlu karşılık verilmediği takdirde cerrahi tedavi formülleri uygulanmalıdır. Artan teknolojik imkanlar,   doktorların deneyimleri ve düşük komplikasyon oranı obezite tedavisinin cerrahi tedavi sistemlerle başarılı sonuçlar alınmasını sağlamaktadır. Obezite cerrahisi hayat stili değişikliğinin birinci evresidir. Bu cerrahi bir yağ alma ya da çabucak zayıflama formülü olarak da değerlendirilmemelidir. Obezite ameliyatı sonrası hastaya kıymetli vazifeler düşmektedir. En değerlisi, beslenme alışkanlığının tekrar düzenlenmesidir. Hastaların ameliyat sonrası diyetin yanı sıra spor ve sistemli fizikî aktiviteyi de hayatlarına sokmaları çok önemlidir. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı